EKONOMİK GÖSTERGELER VE SEKTÖRLER COVID-19'DAN NASIL ETKİLENİYOR?

Dünya borsaları, COVID-19 pandemisi sebebiyle oldukça değer kaybetmiştir. Endekslerin günlerce düşmesi, şirket hisselerinin hızlıca değer kaybetmesine neden olmuştur. Tüm ülkeler bu salgının etkisini minimize etmek için çeşitli ekonomik tedbirler almaktadır. Tüketimin belirli bir alanda devam ettiği bir dünyada değişen talep dengesi, şirketlerin tüm planlarını alt üst etmiştir. Bu sebeple başta ulaşım, turizm ve spor gibi sektörler, pazardaki talep değişiminden olumsuz etkilenmiş ve etkilenmeye devam etmektedir.

“Ekonomik göstergeler ve sektörler COVID-19 pandemisinden nasıl etkileniyor?” yazımızda; danışmanlarımız Emir Kesikci ve Yunus Emre Demir, Selim Oktar süpervizörlüğünde, koronavirüsün iş dünyasına etkilerini ekonomik ve sektörel değişimler perspektifinde bütüncül olarak değerlendiriyorlar.

Keyifli okumalar, sağlıcakla kalın!

 

 

Giriş

Küresel ekonomi, tıpkı diğer krizlerde olduğu gibi bu krizden de olumsuz etkilenmiştir ve kırılgan durumdadır. Dünya borsaları, küresel bir salgın olan Covid-19 pandemisi sebebiyle oldukça değer kaybetmiştir. Endekslerin günlerce düşmesi, şirket hisselerinin hızlıca değer kaybetmesine neden olmuştur. Tüm ülkeler bu salgının etkisini minimize etmek için çeşitli ekonomik tedbirler almaktadır. Tüketimin belirli bir alanda devam ettiği dünyada değişen talep dengesi, şirketlerin tüm planlarını alt üst etmiştir. Bu sebeple başta ulaşım, turizm ve spor gibi sektörler, pazardaki talep değişiminden olumsuz etkilenmiş ve etkilenmeye devam etmektedir.

Çalışmamız kapsamında Türkiye borsasındaki değer kayıplarını ve buna paralel olarak talep değişimi ile ilgili modelimizi inceleyeceğiz. Böylelikle piyasada negatif ve pozitif ayrışan sektörlerin ve buna bağlı olarak şirketlerin krizden nasıl etkilendiklerinin analizini yapmış olacağız.

Sektörlerin Tepkileri & Değişimleri

Krizin özellikle ülkemizde piyasalar tarafından fiyatlandırılmasına ve riskin hissedilmeye başlanması, sektörlerin taleplerinde değişimlere sebep olmuştur. Bu değişim, sektörleri doğrudan etkilemekle birlikte bazı farklılaşmalara da beraberinde getirmiştir. Örnek vermek gerekirse, kriz öncesi duruma göre toptan satış ve perakende sektörü 2 Aralık – 19 Mart aralığı itibariyle %25,4 pozitif ayrışmıştır. Bu durum, sektörün gelişen kriz koşullarında talep artışı ile bir değişim yaşadığını göstermektedir. Tabii ki kriz durumunda sektörlerde görülen negatif ayrışım, örneğin yine aynı tarih aralığı için turizm sektöründeki-%21,4 değerindeki negatif ayrışım, sektörün talep değişimi ile doğrudan ilişkilidir. Tüm bu sektörlerin oransal değişim değerlerini aşağıdaki grafik ile açıklamaktayız.

Sektörel Ayrım

Hiç şüphesiz tüm dünyada ekonomik etkileri yüksek olan küresel salgın (COVID-19) ülkemizin ekonomisi üzerinde de etkili olmuştur. Bu kapsamda sektörel endeksler ani etkiler altında çeşitli dalgalanmalar yaşamış ve hızlı değer kaybına uğramıştır. Şirketler kriz ortamında faaliyetlerini oldukça belirsiz bir şekilde devam ettirmek zorunda kalmıştır.

Sektörel endeks değerlerine göre 2 Aralık- 19 Mart tarihleri arasında oluşan veriler, çoğu sektörün bu krizden negatif ayrıştığını göstermektedir. Özellikle Turizm, Spor, Ulaştırma ve Tekstil & Deri sektörleri %15’in üzerinde negatif ayrışmıştır. Bu durum kriz döneminde talebin düşüklüğü ve kısa vadedeki yıkıcı etkilerin bir sonucudur. Ancak bununla birlikte bazı diğer sektörler pozitif ayrışarak talep artışından faydalanmıştır. Bu sektörlerin başında Toptan Satış & Perakende sektörü gelmektedir.

Özellikle kriz ortamında tüketici davranışların tamamen temel ihtiyaçlar düzeyinde gerçekleşmesi bu durumu ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte Sigorta, Basit Metaller, Telekomünikasyon ve Hizmet sektörleri de pozitif ayrışarak aslında tüketici talebinin hangi alanlarda arttığını ve yoğunlaştığını göstermektedir. Tüm sektörleri ve krizin genel yapısını ele aldığımızda tüm dünya endekslerinin değer kaybettiği bir ortamda ekonominin kırılgan davranması oldukça normal gözükmektedir. Krizin gelecek etkilerinden kaçmak ancak orta ve uzun vadede alınacak ve alınması gereken tedbirlerle mümkündür. Sektörler bu ortamda talepteki hızlı değişimin ve hatta talebin sıfır noktasına yaklaşımından oldukça etkilenmektedir. Ulaştırma sektörünün bir alt kırılımı olan Havacılık endüstrisinde alınan radikal önlemlerden dolayı talebin şu an için oldukça alt seviyede kalmasından fazlasıyla etkilenmektedir

Kriz Öncesine Göre Sektörlerdeki Değişim

Kriz tüm sektörleri belirli bir düzeyde etkilemiştir. Yaptığımız analizler kapsamında bu durumun değişimini endeks değerleri üzerinden sektör bazında inceledik. Kriz öncesi duruma göre farklılaşan ve hangi etki düzeyinde oransal bir dağılım gösterdiğini aşağıdaki grafikte belirtmekteyiz.

Grafiğe göre şunu söyleyebiliriz ki, Toptan Satış ve Perakende sektörünün ortalama değer kaybı %5,3 civarında kalırken, %65,4 değerinde bir değer kaybı oranı hesaplanan Spor Endüstrisi en kırılgan şekilde etkilenmiştir. Bu grafik ile hangi sektörlerin krizden daha az etkilendiği açıkça görülmektedir. Tabii ki burada krizin etki oranını düşüren en önemli unsur, talebin hangi alanlarda arttığı ve bu alanlardaki kriz etki oranını nasıl etkilediğidir. Basit bir örnek gibi gözükse de tüketicilerin temizlik, dezenfektan ve temel gıda ihtiyaçlarını spor müsabakalarının maç biletlerine tercih etmesinin büyük bir etkisi vardır. Aynı talep değişimi Ulaştırma, Turizm ve Tekstil gibi diğer sektörleri de doğrudan etkilemektedir.

Türkiye’de borsada yer almayan ve Türkiye’de hizmet veren bazı sektörler, yüksek talepleri değerlendirilerek öne çıkmaktadır. Online market alışverişi ve yemek hizmeti sunan servisler, paketleme yapan firmaların talep artışları, web sitelerinde ve haberlerde yer almaktadır. Ayrıca Türkiye’de yerleşik olarak bulunmayan fakat kullanılan hizmetlerden online ödeme sistemleri firmalarının talepleri, özellikle Çin’in piyasadaki kâğıt paraları toplayıp dezenfekte etmesiyle ivmelenerek artmıştır.

Aksi yönde, hem üretim sektöründeki talep düşüşüyle petrol talebinin azalması hem de OPEC’in anlaşmazlığı sebebiyle, petrol üretimi yapan ve petrol işleyen şirketlerin finansalları krizden etkilenecek en büyük sektörlerden olacaktır. Petrol girdisi olan firmalar için büyük bir hedging fırsatı ortaya çıkmıştır. Petrol girdisi olan sektörlerin kriz sonrası artması beklenen fiyatlar öncesinde bu fırsatı yakalamasıyla kriz sonrasına finansal olarak büyük avantaj elde edebilirler.

Krizden çıkış senaryolarında pozitif ayrışan sektörleri iki ayrı normalleşme süreci beklemektedir:

Mevcut durumda stok yapılan ürünlerin taleplerinde yaşanacak azalmayla, pozitif ayrışan bazı sektörlerde düzelmeler yaşanması beklenmektedir. Örneğin, tuvalet kâğıdı talebinin yaklaşık olarak sabit kaldığı düşünülürse bu ürünlerin kriz sonrası satışlarında düzelme olacaktır.

Bazı ürünlerde talep artışı yavaş bir şekilde azalarak stabilize olacaktır. Bir başka deyişle toplumun hafızası bu ürünleri kullanmaya bir süre daha devam edecektir. Örneğin, vitamin ve steril ürünlerin kullanımı.

Krizden çıkış senaryolarında negatif ayrışan sektörleri de iki ayrı normalleşme süreci beklemektedir.

Mevcut durumda talep düşüşü yaşayan sektörlerde zamana yayılmış şekilde normalleşme. Örneğin, normalleşme sürecinde yatırım faaliyetleri gecikmeli bir şekilde toparlanacağı için, ağır sanayiye makine üreten sektörler, inşaat sektörü gibi yatırıma yönelik sektörler devlet teşviki almaması durumunda gecikmeli şekilde normalleşme göstereceklerdir.

Mevcut durumda talep düşüşü yaşayan sektörlerde önce hızlı bir toparlanma ve sonrasında normalleşme. Örneğin, eğlence, fuar ve iş toplantıları gibi ertelenen ya da iptal edilen sektörlerde normalleşme süreciyle birlikte takvimlerde geride kalınan aktiviteler hızlı bir şekilde hayata geçirilecek ve sonrasında bir normalleşme yaşanacaktır

Sonuç & Değerlendirme

Her küresel krizde olduğu gibi şu anda da ekonomik tesirler bizleri doğrudan etkilemektedir. Sektörel değişimler, istihdam ve piyasa hacmindeki daralmalar orta vadede sıkıntılar doğurabilir. Ancak krizler bazen fırsatları da beraberinde getirir. Bazı sektörlerin ani talep karşısında büyümeleri ve buna bağlı olarak satış ve kârlılıklarındaki artış oranları ciddi bir nakit akışına sahip olmalarını sağlayacaktır. Sonuçta krizden değer kaybederek zarar görenler olduğu gibi tam tersi durum da geçerli olacaktır.

Her zamanki gibi yine krizin doğru yönetilmesi ve aslında liyakat esaslı kriz yönetim masaları ile bu süreci en az zararla atlatmak mümkündür. Bizler bu yeni dünyada artık iş modellerimizin çevikliği ile ayakta duruyoruz. Bu durum hem organizasyonların dönüşümü hem de var olan iş modellerinin değişmesini beraberinde getirmektedir. Proaktif davranmak ve öngörülü tedbirler almak bizlerin ekonomik etkilerle birlikte krizden bütüncül ve güçlü bir şekilde çıkmamızı sağlayacaktır. StratejiCo. olarak kriz yönetimi ile ilgili kullandığımız araç ve yaklaşım¬larımız hakkında bilgi almak için info@stratejico.com adresinden bize ulaşabilirsiniz.

Bu rapordaki tüm grafikler ve yorumlamalar 2 Aralık – 19 Mart Borsa İstanbul sektörel endekslerin verileri modellenerek elde edilmiştir. Yorumlamalar, grafikler ve modellemeler StratejiCo. tarafından oluşturulmuştur. Hiçbir yorumlama, grafik ya da modelleme yatırım tavsiyesi kapsamında değildir.

Detaylı bilgi ve iletişim için:

Fatih Emir Kesikci

emir.kesikci@stratejico.com

Hizmetlere Göre Filtre
İçgörü ve Bilgi Yönetimi
Paydaş İlişkileri Yönetimi
Organizasyonel Gelişim
Başa Dön